40,2592$% 0.13
46,7280€% 0.07
53,9463£% 0.2
4.309,12%-0,18
3.335,67%0,36
10.222,02%-0,03
02:00
DEHB tanılarındaki artışın sebepleri, cinsiyetler arası farklar ve tedavi seçenekleri hakkında bilmeniz gereken her şey. Kadınlar ve erkeklerdeki semptomlar nasıl farklılık gösteriyor?
Son yıllarda DEHB’nin tanısı dünya çapında giderek yaygınlaşıyor. BBC Türkçe’ye konuşan uzmanlar, Türkiye’de de DEHB görülme sıklığının son 30 yılda iki kata varan bir artış gösterdiğini belirtiyor.
1990’larda, uluslararası düzeyde tanınmaya başlayan DEHB’nin büyük çoğunlukla çocukları etkilediği düşünülüyordu. Ancak, 2000’lere gelindiğinde DEHB’nin etkilerinin yetişkinlikte de devam ettiğine yönelik yaygın bir kanı oluştu.
Psikiyatrist Doç. Dr. Ali Kandeğer, hem Türkiye’de hem de ABD’de yapılan bazı çalışmaların, çocuklarda DEHB’nin görülme sıklığının 1990’larda yüzde 5’ler seviyesinde iken bugün yüzde 10’un üzerinde olduğunu gösterdiğini aktarıyor.

DEHB’nin çocuklukla sınırlı kalmadığı, erişkin dönemde de devam ettiği bir gerçek. Dr. Didem Sücüllüoğlu Dikici, dikkat eksikliğinin toplumda çoğu zaman “şımarıklık, tembellik, bahane” gibi yanlış algılarla ilişkilendirildiğini belirtiyor. Ancak yapılan araştırmalar, DEHB’nin nörogelişimsel bir bozukluk olduğunu, yani beynin gelişimiyle ilgili bir sorun olduğunu ortaya koyuyor.
Dr. Dikici‘nin aktardığına göre, DEHB’li çocukların %80’i ergenlikte, %50-70’i ise erişkinlikte hâlâ bu durumdan mağdur olmaya devam ediyor. Hiperaktivite ve dürtüsellik belirtilerinin zamanla azalma eğiliminde olduğu gözlemlense de, dikkatle ilgili sorunlar genellikle devam ediyor.
DEHB’nin tanısı, kadınlar söz konusu olduğunda daha zor olabiliyor. Kadınlar, toplumsal olarak uyumlu ve sorumluluk sahibi olmaları beklenen bireyler olarak, DEHB’yi gizleme eğiliminde olabilirler. Özellikle toplumda “uyumlu olma” beklentisi, tanı sürecini geciktirebilir.

Dr. Dikici‘nin de belirttiği gibi, DEHB tanısı koyulabilmesi için çoğu zaman, bireylerin çocukluklarındaki semptomlar göz ardı edilmiştir. Bu durum, özellikle kadınların akademik ve iş hayatlarındaki başarıları ile gizlenebilir.
Günümüzde teknoloji kullanımı, beyin üzerinde ciddi etkiler bırakıyor. Özellikle sosyal medya ve dijital platformlar, beynin ödül sistemini sürekli uyarıyor ve bu durum dikkat süremizin kısalmasına neden olabiliyor.
Oxford University Press, 2024 yılı için yaptığı halk oylamasında “beyin çürümesi” kavramını yılın kelimesi olarak seçti. “Beyin çürümesi”, internet üzerindeki özellikle “önemsiz veya zorlayıcı olmayan içeriklerin aşırı tüketimi sonucu” zihinsel kapasitenin gerilemesi olarak tanımlanıyor.

Doç. Dr. Ali Kandeğer, teknolojinin beyinde oluşturduğu çeldiricilerle dikkat süresini kısaltabileceğini vurguluyor. Sosyal medya gibi platformlar, kullanıcılarını kısa süre içinde ödüllendirerek dikkatlerini çekiyor. Bir paylaşımın çok sayıda beğeni alması, kullanıcıyı ödüllendirici bir etki yaparken, az etkileşim alan gönderilerse ceza etkisi yaratabiliyor. Bu da, beynin dikkat süresini olumsuz etkileyebilir. Dr. Kandeğer, kolay yoldan dopamine ulaşmanın, dikkat süremizi kısalttığını belirtiyor ve bu durumun, DEHB belirtilerini daha da belirgin hale getirdiğine dikkat çekiyor.
Toplumda DEHB, genellikle erkeklerde daha yaygın olarak görülüyor gibi düşünülse de, kadınlar bu tanıyı daha geç alabiliyorlar. Erkeklerde DEHB’nin daha dışa dönük, belirgin belirtileri vardır; bu da tanı konmasını kolaylaştırır. Ancak, kızlar toplumda genellikle “uyumlu” olmaları beklenen bireylerdir ve bu da onların DEHB semptomlarını gizlemelerine neden olabilir. Kadınların, dikkat eksikliği belirtilerini, aşırı başarı odaklı olmaları veya mükemmeliyetçi davranışları ile örtme eğiliminde olmaları, DEHB’nin geç tanınmasına sebep olabilir.
DEHB tedavisinde en etkili yöntemlerden biri, ilaç tedavisidir. Bunun yanı sıra, sosyal medya gibi dikkat dağıtıcı faktörlerden uzaklaşarak tek bir odak noktası üzerinde yoğunlaşmak da önerilmektedir. Spor ve mindfulness gibi egzersizler de, kişinin dikkatini artırarak semptomları hafifletebilir. Uzmanlar, hayatımızda sadece bir aktiviteye odaklanmanın önemine vurgu yapıyor. Örneğin yemek yerken bir şeyler izlememek veya bir yürüyüş yaparken sadece yürümek, zihinsel dengeyi korumaya yardımcı olabilir.
Havlularınız mikrop deposuna dönüşmeden yıkamalısınız!
1
Bakan Memişoğlu açıkladı, Türkiye’de Maymun çiçeği vakası var mı?
3325 kez okundu
2
917 kez okundu
3
Ünlü Profesörden Ozon Uyarısı! “Damarlarınıza çamasır suyu veriyorlar!”
388 kez okundu
4
Canan Karatay’dan ezberbozan açıklama: “Pandemi bir senaryo!”
387 kez okundu
5
Canan Karatay Mahkemede Savunmasını Verdi!
371 kez okundu