35,4939$% 0.01
36,4331€% 0.38
43,2371£% -0.01
3.045,25%0,26
2.667,31%0,21
9.721,17%-0,12
14 Ocak 2025 Salı
Yapay konuya organik bir bakış! Nedir bu yapay zeka?
Cennette Cinsellik ve Huri Meselesi
2025 Büyüme, Kapanış ve Yeni Başlangıçlar Yılı!
Kocaelispor'da Ertuğrul Sağlam dönemi sona erdi!
Kalbimizin Rehberliğiyle Anlamlı Bir Yaşam
Datça’da yolun karşısına geçmeye çalışırken Emre Ali Önder’in kullandığı araçla çarpışan ve hayatını kaybeden Karaman’ın davasında, serbest bırakılan sürücü için yakalama kararı çıkarıldı. Bu karar, kamuoyunda oluşan yoğun tepkilerin ardından alındı.
Detaylara göre, alkollü olduğu tespit edilen Emre Ali Önder, kazanın ardından serbest bırakılmış ancak bu durum büyük bir tartışma yaratmıştı. Son olarak mahkeme, Önder’in tutuklanması için emir verdi.
Kazanın ardından otomobilini terk ederek olay yerinden ayrılan Önder, 2 saat sonra Datça Devlet Hastanesi’nin önünde yakalanmıştı. Yapılan muayenesinde 1.16 promil alkollü olduğu belirlenen Önder, gözaltına alımış ve savcılıkta verdiği ifadede, “Kaza anında alkollüydüm. Yaşananlar için üzgünüm” demişti.
Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Filiz Akın, sağlık sorunları nedeniyle İstanbul’a getirildi. Ünlü sanatçı için ambulans uçak kullanıldı.
Sabah’ın haberine göre, Filiz Akın, acil ihtiyaç üzerine, Cumhurbaşkanlığı’nın yönlendirmesi ile Sağlık Bakanlığı’na ait bir ambulans uçakla 13 Ocak gecesi İstanbul’a nakledildi.
Yakın aile çevresinden alınan bilgiye göre, Filiz Akın, 1 Eylül’den bu yana zatürre ve enfeksiyonlarla mücadele ediyordu. Bodrum’da süren tedavi sırasında durumunun ağırlaşması üzerine İstanbul’a sevk edilmesi kararlaştırıldı.
Gazeteci ve yazar Yılmaz Özdil, dün akşam saatlerinde yaşadığı ani bir rahatsızlık nedeniyle kalp krizi şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. Altunizade’de bulunan özel bir hastanede tedavi altına alınan Özdil’in, geçirdiği anjiyo ile tıkalı olan bir damarı açıldı.
Geçirdiği kriz sonrasında Altunizade’de özel bir hastaneye kaldırılan Özdil’in anjiyo olduğu, yarın bir anjiyo daha olacağı öğrenildi.
Doktorlardan edinilen bilgiye göre, Özdil’in sağlık durumu kontrol altında tutuluyor. Yapılan ilk müdahalede kalp damarlarından biri başarıyla açılırken, yarın yapılacak ikinci anjiyo ile iki damar daha tedavi edilecek.
Narin Güran cinayetinde flaş gelişme: Anne Yüksel Güran, cezaevinde ilk itirafını yaptı. “Salim yaptı” dedi. Davanın seyrini değiştirecek detaylar…
8 yaşındaki Narin Güran’ın kaybolduktan 19 gün sonra ölü bulunması Türkiye’yi yasa boğmuştu. Davada anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Ancak dava dosyasına giren yeni ifadeler, süreci daha karmaşık bir hale getirdi.
“Az kaldı, görünen o ki ya bir itiraf gelecek ya da birbirlerini suçlamaya başlayacaklar.” diyen Avukat Ali Eryılmaz, cezaevindeki gelişmeleri değerlendirdi. İlk itiraf, anne Yüksel Güran’dan geldi: “Salim yaptı.”
Avukat Ali Eryılmaz’ın açıklamalarına göre, Yüksel Güran’ın suçlamasıyla davanın gidişatı değişebilir. “Hadi bakalım, söz sırası Salim de! Sadece izleyin, istinaftan önce neler değişecek.” diyerek süreçte daha çok yeni bilgiyle karşılaşılacağını belirtti.
Aysu Mola’nin youtube kanalına konuk olan Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Dizdar, kanser tanıları ve gelişi güzel yapılan check up’lar ile ilgili konuştu. Dizdar, verdikleri tanıların klinik karşılığı yok derken, “”Ben tıbba format atılabilir olduğunu gösteriyorum” dedi.
Tanı verdiğiniz vakalar aşırı ‘tanı’maktan mı sayıca arttı? Aşırı tarama ve tanıma…Bu konuda bir belirsizlik dönemine girdik. Kanser vakalarının bir kısmı köpürtülmüş. Verdikleri tanıların klinik karşılığı yok. Hastalığın çok ağır seyretmesini beklediğimiz durumlarda ortada öyle bir tablo olmayabiliyor. Hastayı dinlediğiniz zaman tanılarda sapma olduğunu görüyorsunuz.
Görüntüde tanı doğru ama gerçek dünyada karşılığı yok. “Şu an bizim verdiğimiz tanıların artık geçerliliği kalmadı. Hastada gerçek sıkıntı oluşturmayan bir durumu biz ‘bu hastalık hastayı mahvedecek, biz dibine kadar kadar tedavi etmeliyiz’ derken hastaya zarar verir olduğumuz kanaatine geldim.” Bu biraz ağır bir ifade ama maalesef durum bu. Ben tıbba format atılabilir olduğunu gösteriyor ve bunu öğrencilerim üzerinden yapıyorum.
Hayır bulmuyorum. Check up ile bir şey bulunuyorsa doğruluğundan şüphe edeceksiniz. Bu kadar özel hastane sistemi para döngüsü olmadan çalışmaz.
Kan değerlerinin süper iyi olması çoğu hastalık için bir şey ifade etmez. Onlara bakıp gereksiz yere tetkik yapıp kendinizi zorlamak ve endişelenmek yerine misyon edinmelisiniz. Benim misyonum tıbba format atmak gibi…
Kemoterapi bir yaklaşım biçimi. Doğru kullanırsanız tedavi ama uzatırsanız değil. Paket program şeklinde kemoterapi kadar “ahmakça” bir şey yok. Üç tedavi ile sonucu almışsınız ya da üç tedavi ile hiç sonuç elde edememişsiniz ve tümör olduğu gibi duruyor. Bir beş daha verelim derseniz hastanın hayatından yersiniz. Benim söylemek istediğim bu, kemoterapi karşıtı değilim. Gereksiz yere fazla fazla verirseniz hastada bir hasar bırakmaya başlıyorsunuz.
Şeker kanseri besler düşüncesi 1940’lardan kalma bir düşünce… Dürtüsel olarak içinizden yemek istediğiniz bir şey varsa yiyin. Sindirim sistemi ile sinir ve kas sistemi arasında başka bir sistem var. bu sistem size hazlarınız hepsini de veriyor ama isteklerinizi de bildiriyor. Yemeği haz haline getirirseniz sorun çıkar. Hakikaten canınız çekiyorsa yiyin. Olsa da yesek gibisinden değil. Haz amaçlı değil vücudun taleplerini isteklerini yerine getirmek amaçlı yiyin.