35,4431$% 0.27
36,3540€% -0.47
43,2827£% -0.6
3.064,19%1,06
2.690,37%0,80
9.910,61%-0,90
11 Ocak 2025 Cumartesi
Yapay konuya organik bir bakış! Nedir bu yapay zeka?
Cennette Cinsellik ve Huri Meselesi
2025 Büyüme, Kapanış ve Yeni Başlangıçlar Yılı!
Kocaelispor'da Ertuğrul Sağlam dönemi sona erdi!
Kalbimizin Rehberliğiyle Anlamlı Bir Yaşam
Son dönemde, Türkiye’nin en büyük medya platformlarından biri olan TV100’de kaleme alınan bir köşe yazısı, dizi sektöründe yaşanan derin sorunları bir kez daha gözler önüne serdi. Fuat Uğur’un yazısında yer alan iddialar, sektördeki tekelleşme ve taciz olaylarına dair dikkat çekici detaylar sundu.
Yazıya göre, dizi sektöründe oyuncu ajansları ve menajerlik şirketleri arasındaki kartelleşme, pek çok oyuncuyu mağdur etmiş durumda. Bu ajansların sektördeki hakimiyetlerini kötüye kullanarak, başvurdukları yöntemler, özellikle kadın oyuncuların iş bulma süreçlerini olumsuz etkiliyor.
Bu şekilde sıralanan gerekçeler, kadın oyuncuların karşılaştığı zorlukları daha da derinleştiriyor. Özellikle “tanınmışlık” ve fiziksel özellikler üzerinden yapılan eleştiriler, sektördeki ciddi bir ayrımcılığın göstergesi.
Yazıya yansıyan bir başka dramatik örnek ise, ŞÇ adlı henüz pek tanınmayan bir oyuncunun yaşadıkları. ŞÇ, sektörün karanlık yüzünü anlatan mektubunda, yaşadığı cinsel taciz olaylarını ve sektördeki güçlülere karşı hissettiği çaresizliği dile getirdi.
ŞÇ, sektöre adım attıktan sonra karşılaştığı taciz ve istismar yöntemlerini, “Bir gece ansızın evimize geldiler” diyerek anlattı. İddiaya göre, yapımcılar ve ajans yetkilileri, kadın oyuncuların mesleklerine ulaşma zaaflarını kullanarak, tacizci bir yaklaşım sergilediler.
Buna rağmen sektördeki çoğu kadının, işlerini kaybetme korkusu nedeniyle suskun kalması, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Ünlü oyuncular, seslerini çıkaranların büyük bir cesaret örneği sergilediklerini, ancak çoğu oyuncunun korku nedeniyle sessiz kaldığını belirtiyorlar.
Ünlü oyunculardan birinin itirafı, sektördeki dayanışmanın kırılganlığını gözler önüne seriyor. O, “Bir kadın yüzünden kaç tane kadın oyuncunun hakkı yendi” diyerek, sektördeki gizli mücadeleyi gündeme taşıdı.
Rekabet Kurumu’nun başlattığı soruşturma, bu kartelleşme ve taciz olaylarını daha geniş bir çerçevede incelemeye alacak gibi görünüyor. Ajanslar ve menajerlik şirketlerinin sektöre olan hakimiyetini sorgulayan bu adım, belki de kadın oyuncuların yıllardır yaşadığı bu mağduriyetlerin son bulmasına yardımcı olabilir.
Suudi Arabistan Ulusal Meteoroloji Merkezi, Mekke’de şiddetli yağış ve rüzgarın yanı sıra dolu uyarısında bulunmuştu.
Mekke’ye gelen Müslümanlar, yağan yağmur eşliğinde Mescid-i Haram’da Kabe’yi tavaf ettiler.
Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg, pandeminin başlangıcında ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin sosyal medya şirketlerine, aşı karşıtlarını sansürlemeleri için baskı uyguladığını açıkladı. Zuckerberg, bu dönemdeki yaşanan baskılara ilişkin ayrıntıları, katıldığı bir podcast programında paylaştı.
Zuckerberg’in açıklamalarına göre, Biden yönetimi, pandemi sırasında aşıların yan etkilerine dair paylaşımların kaldırılmasını talep etti. Bu taleplerin Meta üzerinde büyük bir etki yarattığı ve sosyal medya şirketinin de ciddi baskılara maruz kaldığı ifade ediliyor.
Zuckerberg, Biden yönetiminden gelen baskıların boyutlarını şöyle anlattı: “Biden yönetiminden insanlar ekibimizi arayıp, bağırıyor çağırıyor ve küfür ediyorlardı.” Bu tür telefon görüşmelerinin kaydı bulunmamakla birlikte, şirketin bu baskıları yazılı e-posta yoluyla da aldığını belirten Zuckerberg, “Doğru ve gerçeği yansıtan içerikleri kaldırmamız için bize yoğun baskı yaptılar. Kısaca, aşıların yan etkisi bulunduğunu ifade eden paylaşımların kaldırılmasını istediler.” dedi.
Zuckerberg, şirketlerinin bu talepleri reddettiğini vurgulayarak, “Bunun ardından Biden, Meta’yı hedef alarak, ‘Bunlar insanları öldürüyor’ şeklinde açıklamalarda bulundu.” dedi. Bu gelişmenin ardından Meta, birçok devlet kurumu tarafından hedef alındı.
Zuckerberg’in açıklamalarının, Trump’ın başkanlık görevi devralmasından önceki dönemde gerçekleşmesi, bazı yorumcular tarafından Meta’nın Trump’a daha yakın durma çabası olarak değerlendiriliyor. Ancak Zuckerberg, bu iddialara dair herhangi bir açıklama yapmadı.
Atatürk için “Mustafa Kemal Atatürk gibi eser sahipleri binalarıyla beraber cehenneme sürülecektir” söyleminde bulunan Zal’ın o görüntülerinin sosyal medya platformlarında paylaşılmasının ardından eleştiri yağmuruna tutulmuştu.
Eylül Ecem Zal, avukatlık kariyerini terk etme kararını da şeriat kurallarına uygunluk bağlamında verdiğini belirtmişti. Yaptığı açıklamada, “Allah’ın kurallarının anılmadığı bir sistemde avukatlık yapmam mümkün değil,” demişti.
Ancak, bu açıklama sadece meslek değiştirme ile sınırlı kalmadı. Zal, peşinden daha da çarpıcı bir iddia ortaya atarak, kendisini peygamber ilan etti. “Ben alemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş güvenilir bir resulüm,” ifadelerini kullandı.
Ankara’da avukatlık yapmış olan Eylül Ecem Zal’ın Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamladığı biliniyor.
Ünlü oyuncu Meryem Uzerli, Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü tarafından düzenlenen “Yılın Yıldızları Ödülleri”nde “En Beğenilen Kadın Dizi Oyuncusu” ödülüne layık görüldü. “Muhteşem Yüzyıl” dizisinde canlandırdığı “Hürrem Sultan” karakteriyle tanınan ve şimdilerde “Şakir Paşa Ailesi” dizisinde “Rozali” karakterine hayat veren Uzerli, aldığı ödülün kendisi için çok anlamlı olduğunu vurguladı.
Üniversite eğitimi almadığını belirten Uzerli, ödül töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Hiçbir zaman hayal kurmaktan vazgeçmemeliyiz. Ben hariç ailemdeki herkes üniversitede okudu. Ben üniversite okumadım ama bugün bir üniversiteden ödül alıyorum. Çok gurur verici bir şey.”