35,5093$% 0.06
36,5945€% -0.02
43,3554£% 0.02
3.058,63%0,19
2.680,77%0,17
9.715,86%-0,18
15 Ocak 2025 Çarşamba
Yapay konuya organik bir bakış! Nedir bu yapay zeka?
Cennette Cinsellik ve Huri Meselesi
2025 Büyüme, Kapanış ve Yeni Başlangıçlar Yılı!
Kocaelispor'da Ertuğrul Sağlam dönemi sona erdi!
Kalbimizin Rehberliğiyle Anlamlı Bir Yaşam
Aysu Mola’nin youtube kanalına konuk olan Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Dizdar, kanser tanıları ve gelişi güzel yapılan check up’lar ile ilgili konuştu. Dizdar, verdikleri tanıların klinik karşılığı yok derken, “”Ben tıbba format atılabilir olduğunu gösteriyorum” dedi.
Tanı verdiğiniz vakalar aşırı ‘tanı’maktan mı sayıca arttı? Aşırı tarama ve tanıma…Bu konuda bir belirsizlik dönemine girdik. Kanser vakalarının bir kısmı köpürtülmüş. Verdikleri tanıların klinik karşılığı yok. Hastalığın çok ağır seyretmesini beklediğimiz durumlarda ortada öyle bir tablo olmayabiliyor. Hastayı dinlediğiniz zaman tanılarda sapma olduğunu görüyorsunuz.
Görüntüde tanı doğru ama gerçek dünyada karşılığı yok. “Şu an bizim verdiğimiz tanıların artık geçerliliği kalmadı. Hastada gerçek sıkıntı oluşturmayan bir durumu biz ‘bu hastalık hastayı mahvedecek, biz dibine kadar kadar tedavi etmeliyiz’ derken hastaya zarar verir olduğumuz kanaatine geldim.” Bu biraz ağır bir ifade ama maalesef durum bu. Ben tıbba format atılabilir olduğunu gösteriyor ve bunu öğrencilerim üzerinden yapıyorum.
Hayır bulmuyorum. Check up ile bir şey bulunuyorsa doğruluğundan şüphe edeceksiniz. Bu kadar özel hastane sistemi para döngüsü olmadan çalışmaz.
Kan değerlerinin süper iyi olması çoğu hastalık için bir şey ifade etmez. Onlara bakıp gereksiz yere tetkik yapıp kendinizi zorlamak ve endişelenmek yerine misyon edinmelisiniz. Benim misyonum tıbba format atmak gibi…
Kemoterapi bir yaklaşım biçimi. Doğru kullanırsanız tedavi ama uzatırsanız değil. Paket program şeklinde kemoterapi kadar “ahmakça” bir şey yok. Üç tedavi ile sonucu almışsınız ya da üç tedavi ile hiç sonuç elde edememişsiniz ve tümör olduğu gibi duruyor. Bir beş daha verelim derseniz hastanın hayatından yersiniz. Benim söylemek istediğim bu, kemoterapi karşıtı değilim. Gereksiz yere fazla fazla verirseniz hastada bir hasar bırakmaya başlıyorsunuz.
Şeker kanseri besler düşüncesi 1940’lardan kalma bir düşünce… Dürtüsel olarak içinizden yemek istediğiniz bir şey varsa yiyin. Sindirim sistemi ile sinir ve kas sistemi arasında başka bir sistem var. bu sistem size hazlarınız hepsini de veriyor ama isteklerinizi de bildiriyor. Yemeği haz haline getirirseniz sorun çıkar. Hakikaten canınız çekiyorsa yiyin. Olsa da yesek gibisinden değil. Haz amaçlı değil vücudun taleplerini isteklerini yerine getirmek amaçlı yiyin.